“Etik, Öğrenilebilir”
Mehmet Buldurgan:
21. yüzyılın en önemli şirket varlığı GÜVEN’dir.
2010 yılından bu yana etik iş yapma kültürünün Türkiye kurumlarında yerleşmesi için çalışan Etik ve İtibar Derneği’nin (TEİD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Buldurgan, “21. yüzyılın en önemli şirket varlığı GÜVEN’dir. Güven ise itibarı getirir” diyor. İş etiğinin bir şirketin sorumluluklarını hatırlattığı kadar haklarını koruduğu bütüncül bir risk yönetimi biçimi olduğunun altını çizen Buldurgan bizlerle, derneğin genel faaliyetleri ve yönelimi ile yeni hayata geçirdikleri TICE (Turkish Integrity Center of Excellence) girişimi hakkında görüşlerini paylaştı…
Etik ve İtibar Derneği’ni tanımak isteriz. Kimin tarafından, ne zaman kuruldu?
En büyük 200 şirketin toplam satışı dünyanın %24 ünün toplam gelirinden 18 kat fazla. Şirketler sadece çalışanları ve hissedarlarını değil içinde bulundukları ekonomik ve sosyal çevreyi, en uzak paydaşlarına kadar, etkileyen yapılar haline geldiler. Son yıllarda dünyanın büyük ekonomik merkezlerinde yaşanan iş dünyası odaklı krizlerin, çok uzaklardaki çiftçinin hayatını bile altüst ettiğine tanık olduk. Yakın ve uzak çevresi üzerinde bu kadar büyük etkiye sahip olan şirketlerin etik risklerini yönetebilmesi tüm toplumun faydasına bir hareketin başlangıç noktası olmalı diye düşünüldü. Bu alanda en iyi olma iddiasında değil ama hedef ve arzsunda olan 22 şirket bir araya geldi ve 2009 yılının ilk yarısında başlayan çalışmaların sonunda 10 Mayıs 2010 yılında Etik ve İtibar Derneğini resmen kurulmuş oldu.
Bu şirketler:
- Akbank •Anadolu Endüstri Holding •BAB Danışmanlık •Bilim İlaç •Borusan Holding •Bosch •Deloitte •Erdoğmuş Danışmanlık •Ergo Grubu Holding •Ernst & Young •Friterm •Global Tanıtım •Hewlett Packard •İncekara Holding •İnci Holding •KPMG •Microsoft •MY Executive •Probil •Sabancı Holding •Siemens •Turkcell
Derneğinizin amacı ve hedefleriniz nelerdir?
Amacımız iş etiğini şirketlerin yazılı kültürünün bir parçası, hatta temel taşı haline getirmek. Şirketin tüm idari fonksiyonlarının bu etik duruştan etkileneceği bir iş yapma disiplini oluşturmak.
TEİD in gelmeyi hedeflediği nokta ise bu alanda en iyi uygulamalara sahip şirketlerin gelişimine destek olurken onların tecrübelerini Türkiye’ nin her köşesindeki ticari kuruluşlara yansıtabilmek, bir referans noktası haline gelebilmek olarak özetleyebiliriz.
Derneğinize kimler, nasıl üye olabilir? Üyeleriniz arasında kimleri görmek istiyorsunuz? Uluslararası ve ulusal bilinirliği olan firmalardan üyeleriniz var mıdır? Kimler?
TEİD üyelerinin ortak özelliği etkin bir etik yönetimini uygulamak ve bu yolda sürekli bir gelişim içinde olmak hedef ve arzularıdır. TEİD değerlerine ve etik koduna uygun davranış içinde olacaklarını, iş etiğinin şirket kültürünün bir parçası haline gelmesi yönünde sürekli bir gelişim gayreti içinde bulunacaklarını taahhüt eden şirketler üyemiz olur.
Üyelerimizi seçerken veya başvuruları değerlendirirken tabi olarak söz konusu şirket ile ilgili kamuoyu algısını ve şirketin itibarını göz önünde bulundururuz.
Bununla birlikte, herhangi bir şirket, ticari hayatı süresince bir veya daha çok çalışanının hataları dolayısı ile etik dışı davranış ile anılmış olabilir. Bu etik dışı davranış şirketin iş yapış biçimi haline gelmişse üyelik başvurusu geri çevrilir.
Ancak münferit olaylara bağlı olarak bir şirketi reddetmek de doğru değildir. Adil ve akılcı olan idari sistemlerini etik ihlallerine engel olacak şekilde yapılandıran şirketlerin görgü ve tecrübesini tüm ülkeye yayabilmektir. Biz de konuya böyle bakarız. Etik öğrenilen bir olgudur. Etik yönetimi gelişim içindedir.
Dernek üyelerinize ne tür katkılar sağlıyorsunuz?
Derneğimiz etik ve itibar yönetimi alanlarında bir bilgi paylaşım platformu ve referans noktası olma hedefi ile çalışmalarını sürdürüyor.
Her üyemizin bu bilgi havuzuna aktaracakları tecrübe ve birikimleri olduğu gibi, özellikle etik yönetimi alanında güncel uygulama örnekleri, değişen ve gelişen mevzuat ve yönetim sistematiği gibi konularda gündemin gerisinde kalmamak gibi bir hedefleri de var.
Bununla beraber, sadece üyelerimize faydalı olmak değil, üyelerimizin bu alanlardaki tecrübelerini iş dünyasının tüm katmanlarına yaymak misyonumuzla düzenlediğimiz eğitim programı ve etkinliklerimiz ile iş etiği alanında bir toplum bilinci oluşturma hedefimize de birlikte yürüyoruz.
Etik olmak, rakipleri etik olmadığı durumlarda, şirketler için kayba sebep olmaz mı?
Bir şirketin sosyo-ekonomik önemi yılsonunda açıkladığı finansal verilerin çok ötesindedir. O bakımdan etik yönetimi karlılığa indirgememek gerektiğine inanıyoruz. Bununla birlikte etik şirketlerin bu kararlarından dolayı değer kaybettiği yargısı doğru da değildir.
Yapılan araştırmalardan örnek veriler alacak olursak…
Amerikan Menkul Kıymetler Borsası Dow Jones’ ta işlem gören ve etik yönetimi uygulayan, etik koda sahip olan ve yatırımcı tarafından etik olarak bilinen şirketlerin değerleri aynı sektördeki, eş büyüklükteki ancak etik yönetimi olmayan şirketlerin 5 puan üstünde çıkmıştır. Bu araştırma çalışması örnek 30 şirketin 30 senelik performansının ölçümü ile yapılmış bir çalışmadır.
Etisphere, her yıl dünyanın en etik şirketleri listesi yayınlar. 2005 – 2010 yılları arasında bu listede (WME) yer alan şirketlerin Standard and Poor’s 500 listesinde yer alan rakipleri ile karşılaştırıldıklarında, istisnasız her sene, rakiplerinden %50 daha fazla kar açıkladığı görülmektedir.
Bu veriler iş etiğinin başarıya etkisini ortaya koyuyor ancak Türkiye gerçeği bu verilerle tam uyumlu mudur? Ekonomimizin %90 aile şirketleri ve KOBİlerden oluştuğunu hatırlayalım. Bu kazanç dev şirketler için olduğu kadar KOBİler için de geçerli midir?
Bu soruya doğru cevap verebilmek için benzer bir araştırmanın verilerine başvurmak sağlıklı olacaktır; ancak henüz böyle bir very elimizde yok. Bununla birlikte, sorununzun cevabı, şirketin hacminden ziyade iş yapma kültürü ve hangi ligin oyuncusu olmak hedefinde olduğunda gizlidir.
Global şirketlerle iş yapmak, modern dünya pazarlarında var olmak, ölçülebilir risklerle çalışmak ve bu riskleri yönetebilmek, ticari varlığını nesiller boyu sürdürmek arzusundaki şirketler global değerlere de uyum göstermelidirler. Başarının tanımı kısa vadede hayatta kalabilmekte olduğu kadar uzun vadede, tekrarlanabilir ve tutarlı büyümede de yansıma bulur.
İş etiği dendiğinde aklımıza öncelikle şirketin sorumlulukları geliyor. Bu da etik şirketin maliyetlerinin yükseleceği çağrışımını yapıyor. Oysa etik risklerin etkin yönetimi, yolsuzluk, suistimal, şirket kaynaklarının sorumlu kullanımı, itibar yönetimi, çıkar çatışmalarının önlenmesi gibi alanları içerir. Yani iş etiği bir şirketin sorumluluklarını hatırlattığı kadar haklarını koruduğu bütüncül bir risk yönetimi biçimidir.
Etik ve İtibarı birlikte anan, bu iki kavramı isminde birleştiren tek kurumsunuz. Etik ve İtibar arasındaki bağı nasıl kuruyorsunuz?
İş etiğinin bütüncül bir risk yönetimine işaret ettiğini söylemiştik. Yönetmek ancak ölçmek, değerlendirmek, raporlamak, iç ve dış paydaşlarla bir ortak kültür paydası haline getirmek, raporlamak ve iletişimini yapmak anlamına gelir. Bu iletişim sizing ne sattığınızla değil kimliğinizle ilgilidir ve paydaşlarınız kimlik üzerinden yaptığınız bu iletişime derhal cevap verirler. Bu cevap 21. Yüzyılın en önemli şirket varlığı olan GÜVENdir. Güven ise itibar getirir. Yani etik ile başlayan yolculuk itibar ile sonuçlanır. İtibarın şirket verimliliğine etkisini ortaya koyan bir araştırmada şu sonuçlara ulaşılmıştır:
Araştırmanın müşteri ile ilişkiler konusundaki çarpıcı sonuçları şöyle :
Ürünleri aynı fiyatta olursa itibarlı bir firmanın ürünlerini satın almayı tercih edenlerin oranı %87
Ürünleri yüzde 25 daha pahalı olsa da itibarlı firmanın ürünlerini satın almayı tercih edenlerin oranı %49,9
İş etiği olan firmaların ürünleri daha kalitelidir” ifadesine katılanların oranı ise yüzde %76
Çalışan ile ilişkiler
Maaşları aynı olursa itibarlı bir firmada çalışmayı tercih edeceğini söyleyenlerin oranı %81
Maaşı yüzde 25 daha az da olsa itibarlı bir firmada çalışmayı tercih edeceğini söyleyenlerin oranı %51.7
Etik olan şirket olmayanın karşısında bir alanda güçsüz görünse de itibardan çalışan sadakatine kadar birçok alanda elde edeceği avantaj şirketi sadece karlı değil uzun ömürlü ve sürdürülebilir bir gelişme içinde olma yönünde geliştirir.
Etiğin ve itibarın kavram olarak soyut olması sınırlarının çizilmesini zorlaştırmıyor mu? Siz bu sınırları nasıl belirliyorsunuz?
Bu sorunuza cevap vermeden önce Ahlak ve Etik arasındaki farktan bahsetmek faydalı olacak. Her iki kavram da doğru davranışa referans vermekle birlikte, ahlaklı davranışın öznesi birey, etik davranışın öznesi ise sosyal bireydir. TEİD’ deki çalışmalarımızın odağında iş etiği olması bizi ahlak felsefesinin soyut çalışma alanından çıkartıp normatif ve uygulamalı etiğin somut alanına doğru yaklaştırıyor.
İş etiğini “ahlaklı bireylerin iş yapış biçimi” olarak tanımlamayı doğru bulmuyoruz. İş etiği bir şirketin tüm fonksiyonlarında olduğu gibi verilere dayalı bilimsel yöntemlerle idare edilmesi gereken, raporlanan, sürekli bir gelişim içinde olan, şirketin yazılı kültürünün temel taşı haline gelmiş bir iş idaresi sistemidir.
İtibar ise kurumsal risk yönetimi sistematiğinin önemli unsurlarından biri haline gelmiş, ölçülebilen, şirket değerini doğrudan etkileyen bir kavram. İtibarı beklentiler şekillendiriyor. İletişim araçlarındaki gelişme, sosyal bilincin özellikle etkin kaynak kullanımı yönünde güçlenmesi, sadec
Bu beklentilere ne kadar karşılık verdiğiniz, verdiğiniz karşılığın iletişimini nasıl yaptığınız, şirketinizi yönetirken şeffaflık, hesap verebilirlik, sorumluluk gibi ilkelere ne kadar uyduğunuz ve bunların toplum tarafından nasıl algılandığı şirket itibarınızın bileşenleri e müşterilerinizin değil çalışanlarınızın da şirketinizden beklentilerini değiştiriyor. haline geldi.
İtibar bir şirketin fiyatlandırma politikalarından müşteri sadakatine, kalifiye ve tecrübeli personele ulaşmadan çalışan sadakatine birçok alanda şirket verimini doğrudan etkileyen bir unsur. Dolayısı ile sonuçları ölçülebilen bir şirket değeri.
Sonuç olarak iş etiği ve bunun çıktısı olan itibar, günümüzde, özellikle ölçülebilir değerler olmalarının sonucunda, soyut kavramla olmaktan uzaklaşmıştır.
“TICE’ı, Uyum Risklerini Yönetmek ve Yolsuzlukla Mücadele Etmek için Yarattık”
Dünyanın en büyük 17. ekonomisi ve ekonomik potansiyeliyle Türkiye, kendi bölgesinde önemli ticaret merkezlerinden biri olarak görülüyor. Böyle bir etkiye sahip olan ülkemizde iş dünyasının yolsuzlukla ilgili sorunları yaşamaması için yolsuzlukla mücadele, etik ve uyum yönetimi, bütünlük, hesap verilebilirlik ve şeffaflık konularında farkındalık düzeyini artırması gerekiyor.
Yolsuzlukla mücadelenin ve etik iş yapma kültürünün etkin olabilmesi için özel sektörün de etkin bir rol alması kaçınılmaz. Bu bağlamda etkin bir yolsuzlukla mücadele stratejisinin oluşturulması için ülke pazarının risklerinin, yerel iş yapma zihniyetinin, devlet yapısının, ekonomikve siyasi ortamın bütünlüğünün iyi anlaşılmasına ihtiyaç var. Bunun gerçekleşmesi için bütüncül bir yaklaşım, iyi eğitilmiş profesyoneller, veriler ve sürdürülebilir sonuçlar için karşılaştırmalı değerlendirmeler gerekiyor. Üstelik ekonominin lokomotif sektörlerinin üzerinde yolsuzluğun sosyo-ekonomik etkilerine ilişkin araştırmalar da ne yazık ki yetersiz kalıyor.
TICE (Turkish Integrity Center of Excellence) bahsedilen sorunlarla mücadele konusunda sürdürülebilir bir ilerleme sağlayabilmek için TEİD (Etik ve İtibar Derneği) tarafından yaratıldı. Bu çerçevede TICE etik ve uyum risklerini yönetmeyi ve özel sektörde yolsuzlukla mücadele edebilmek için gereken çalışmaları yapmayı hedefliyor.
TICE Platformu ile etkin bir biçimde bütünlük risklerini yönetmek, özel sektördeki yolsuzlukla mücadele etmek için gereken çalışmaları yaparken, sürdürülebilir uluslararası standartlara da ulaşılmaya çalışılacak. Ayrıca TICE’ın çalışmalarıyla, etik standartlara sahip ama ne yazık ki bu kuralları kurum kültürü içerisinde iyi bir etik ve uyum programı ile uygulamakta yetersiz kalan şirketlere de yol göstermeyi amaçlıyoruz. Bu amaçla TICE’ın, Türkiye’de özel sektörde etik ve uyum programlarının etkinliğini güçlendirmek, etik ve uyum yöneticilerini eğitmek için kapsamlı çalışmalar gerçekleştirmesini planlıyoruz.
Ali Cem Gülmen
INmagazine Yayın Yönetmeni